Kelebek Magazin

Varis sadece estetik bir sorun değildir

Varis probleminin mutlaka kalp ve damar cerrahisi uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerektiğini gerektiğine vurgu yapan Kalp-Damar Cerrahisi …

Varis probleminin mutlaka kalp ve damar cerrahisi uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerektiğini gerektiğine vurgu yapan Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ezelsoy, “Doktora başvurulmadan güzellik merkezlerinde yapılan uygulamalar istenmeyen sonuçlara yol açabilir’’ uyarısında bulundu.

Yüzeysel toplardamarların genişleyip, kıvrımlı hale gelmesi sonucu ortaya çıkan varis, kadınlar kadar erkeklerde de sık görülüyor. Genetik yatkınlığın yanı sıra uzun süre ayakta durmak, gebelik, hızlı kilo almak ve bazı doğum kontrol ilaçları da bu sorunun nedenleri arasında yer alıyor. Varisin sadece estetik bir sorun değil aynı zamanda ciddiye alınması gereken bir sağlık problemi olduğuna dikkat çeken Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ezelsoy, bu konuda önemli açıklamalarda bulundu.

İşte verdiği bilgiler…

Mehmet Ezelsoy

Ne gibi şikayetlere yol açar?

Varisin neden olduğu sorunları, bacaklarda ağrı ve şişlik, gece krampları, ciltte kaşıntı, bacaklarda ağırlık ve yorgunluk hissi şeklinde sıralayabiliriz.

Teşhis ve tedavi için doğru adres hangisidir?

Varislerin teşhis ve tedavisi için başvurulacak uzman kalp-damar cerrahıdır. Estetik görünmeyen yani yüzeysel varislerin tedavi yollarından biri lazer diğeri de köpük tedavisidir. Köpük tedavisi, özellikle ince kılcal damar varisleri için uygulanan bir estetik tedavi yöntemidir. Asıl amacı varislerin neden olduğu kötü görüntünün estetik açıdan düzeltilmesidir. Kış aylarında yaptırılması gereken köpük tedavisi, damar kapatıcı özelliği olan bir ilacın ince iğne ucu olan bir enjektör yardımıyla toplardamar içine verilmesi işlemidir. Bacaktaki varisli damarlar daha az görünür ya da görünmez hale gelir. Her bir seans poliklinik ortamında yapılır ve yaklaşık 45-60 dakika sürer. Ancak tedavi için doğru adres güzellik merkezleri değildir. Köpük tedavisinin uygulanmasına karar verilmeden önce doppler ultrasonografi ile iç varisin olup olmadığına bakılmalıdır. Çünkü iç varise müdahale edilmeden yapılacak köpük tedavisi tekrar edecek ve işlem başarısız olacaktır. Kalp ve damar cerrahı olmayan kişilerce yapılan bu işlemler maalesef çok önemli sorunların gelişmesine yol açabilir. Lazer tedavisi öncesinde de kalp-damar cerrahının görüşü alınmalıdır.

Tedavi edilmezse hangi sorunlar yaşanabilir?

Varis tedavi edilmediğinde büyük varislerin içinde pıhtı oluşabilir, o bölgeye dokunmakla hassasiyet, ağrı, kızarıklık, şişlik gelişebilir ve bu durumda acilen doktora başvurulması gerekir. Toplardamarlarda oluşan pıhtılar zaman zaman koparak kalbe ve akciğerlerde damar tıkanıklıklarına neden olabilir. Bu durum tıkanan damarın büyüklüğüne göre kalp yetmezliği ve ölüme de yol açabilir. Tedavi edilmediğinde yaşanan bir başka sorun da varis yarasıdır. Hastanın yaşam kalitesini doğrudan ve belirgin bir şekilde etkileyen varis yarası, kötü kokulu akıntılara ve ağrıya sebebiyet verir. Varis yarası iyileşme sonrasında da tekrar oluşma riskini taşır. Yani zor bir tedavi süreci vardır.

Nasıl tedavi edilir?

Varisin güncel ameliyat tedavi yöntemleri şöyle sıralanabilir…

Yapıştırma Yöntemi

Teknolojik gelişmelerle artık açık ameliyatların yerini küçük kesilerle yapılan ameliyatlar almıştır. Günümüzde en güncel varis tedavi yöntemi olarak uygulanan “yapıştırma yöntemi” biyolojik yapıştırıcı özelliğe sahiptir. Lokal anesteziyle varisli damarın yapıştırılarak kapatılması esasına dayanmaktadır. Bu teknikle varise neden olan toplardamar dakikalar içinde ortadan kaldırılır, deride iz, morluk kalmaz.

Radyofrekans Ablasyon Yöntemi

Bu tedavide varisli damara yöneltilen ısı sayesinde, damar büzüşüp kendi üzerine kapanmaktadır. İşlemin 30 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabilmesi, hastanın işlem sonrası hemen ayağa kalkabilmesi, bildiğimiz cerrahi yöntemlere nazaran daha az ağrı ve morluk gözlenmesi, neredeyse hiç enfeksiyon olmayışı bu yöntemin en önemli avantajlarıdır.

İşte korunma yolları

Varis riskinizi azaltmak için haftanın 5-7 günü 30 dakika süreyle yürüyüş yapın. Yürüyüş, bisiklete binme, yüzme gibi baldır kaslarını çalıştıran egzersizler şikayetleri de azaltmaya yardımcı olur. Uzun süre ayakta sabit durmaktan ya da oturmaktan kaçının. Masa başı bir işiniz varsa saat başı en az 2-3 dakika süreyle yürüyün. Yüksek topuklu ayakkabıları mümkün olduğunca az kullanın. Bacaklarınıza soğuk su ile duş yapın. Dolaşımı azalttığı için dar pantolon giymeyin

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ