Kelebek Magazin

İşte o önlük! Polis tarafından itilip kakılan 89 yaşındaki hekim Erdinç Köksal, SÖZCÜ’ye konuştu

14 Mart Tıp Bayramı’nda İstanbul Taksim’de itilip kakılan 89 yaşındaki hekim Dr. Erdinç Köksal yaşadıklarını SÖZCÜ’ye anlattı: Atatürk bedenini …

14 Mart Tıp Bayramı’nda İstanbul Taksim’de itilip kakılan 89 yaşındaki hekim Dr. Erdinç Köksal yaşadıklarını SÖZCÜ’ye anlattı: Atatürk bedenini bize emanet etmiştir, bu onura layık olmak için çelenk bırakmak istedik… İki ay önce kalp pili takıldı, 10 tane kalp pilim de olsa… Çamur içinde kalan gömleğini de tabip odasına armağan edeceğim.

Dr. Erdinç Köksal 1933 doğumlu, kadın doğum uzmanı bir doktor. Ankara’da doğdu, tüm eğitim hayatını burada sürdürdü ve 1958 yılında tıp fakültesinden mezun oldu. Bu tarihten itibaren hekim olarak çalışmaya başlayan Köksal, Sivas, Adana başta olmak üzere Türkiye’nin farklı illerinde görev yaptı, binlerce hastaya baktı.

1979’da emekli olan Köksal o tarihten bu yana da İstanbul’da serbest hekimliğe devam ediyor. Erdinç Köksal eşi Müjgan Köksal ile birlikte Covid-19’a yakalanmış hastanede yatmak zorunda kalmıştı. Erdinç Köksal virüsü atlatırken eşi Müjgan Köksal atlatamadı ve 85 gün yoğun bakımda verdiği mücadeleyi Nisan 2021’de kaybetti, hayata gözlerini yumdu.

Halihazırda Türk Tabipleri Birliği Emekli Hekimler Kolu başkanlığını yürüten Köksal, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Taksim’e çelenk koymaya çalışan heyetin içindeydi ve polisin anıta heyet halinde çelenk bırakılmasına izin vermemesiyle çıkan arbedede yere düştü.

ATA’YA ÖZEL SAYGI…

Köksal, SÖZCÜ’ye o anları ve hissettiklerini anlattı. Öncelikle Taksim’deki Atatürk anıtına çiçek bırakmanın öneminden bahsederek konuşmaya başlayan Köksal, “Amacımız Atatürk’e çiçek bırakmak, şükran duygularımızı ifade etmek. Çünkü Atatürk, ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’ demiştir. Kendi bedenini bize emanet etmiştir. Biz de bu onura layık olmak için ona çiçek bırakmak istedik” dedi.

“Her 14 Mart’ta Taksim’de toplanıyoruz” diyen Köksal, şöyle devam etti:

“Bu sene 11.00’de toplanmaya karar verdik ve Fransız Konsolosluğu’nun önünde çelengimizi alıp beyaz gömleklerimizle yürüyorduk. Fakat geldiğimiz zaman önce polis barikatıyla karşılaştık, arkasında da bariyerle karşılaştık. Çiçek, çelenk koymak istediğimizi söyledik. ‘Giremezsiniz’ dediler. ‘Bizden bir zarar gelmez çelenk bırakacağız’ dedik. Maalesef kabul etmediler. Sonra onların başındaki zat sivil kıyafetli biri, kaymakamla konuşayım dedi ve kaymakamla konuştu. Onu bekledik 5-6 dakika ama cevap maalesef olumsuz geldi. Bir kişi çelengi koysun çıksın dediler, biz de bunu kabul etmedik. Orada 15-20 kişi beyaz gömlekli gitmişiz, bunu kabul etmedik. Çelengimizi bariyerin dışına bıraktık. Girmek için mücadele ettiğimiz zaman onlarla göğüs göğse itiş kakışa girdik.”

ÇAMURLU ÖNLÜĞÜ ARMAĞAN EDECEK

Köksal’a iki ay önce kalp pili takıldı. Üstelik doktoru kendisine merdiven çıkmamasını, yokuş çıkmamasını, ağır bir şey kaldırmamasını, kendini korumasını öğütledi. Bu rağmen eyleme katılan Köksal, “Bunu bir görev olarak kabul ettim. Yoksa gitmeyebilirdim ama kalp pilim de olsa, 10 tane kalp pilim de olsa yine giderim” diye konuştu.

“Bu duruma düşmek çok kötü bir şey. Umarım hiçbir meslektaşım bununla karşılaşmaz, son örnek olur” diyen Köksal, çamur içinde kalan gömleğini de tabip odasına armağan edeceğini paylaştı.

“KARAKOLDA POLİSLERE EĞİTİM VERDİM”

“İşin garibi ben Kadıköy Emniyet Müdürlüğü’ne, polislere sigaranın zararları diye, aile planlaması diye eğitime gittim” diyen Köksal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadıköy Belediyesi’nde görev yaptığım sürece bir işimiz de öğleden sonra mahallelerde, okullarda, sivil toplum kuruluşlarında eğitim vermekti. Karakolda polislere eğitim verdim. Dostça el sıkıştık ayrıldık. Ben bugün çok üzüldüm. Karşımızdakiler pırlanta gibi genç arkadaşlardı. Hepsi birbirinden değerli insanlar. Biz ne yazık ki darp ettik birbirimizi ve üzüldüm. Onların bir günahı yok çünkü. Onlara emir veren yüksek kademedeki insanların suçuydu bizim kastettiğimiz. Çok acı oldu.”

“Yıllar önce tedavi ettiğim bir hastam da bugün telefon etti, üzüntülerini bahsetti. Yazlık komşum da telefon etti üzüntülerini bahsetti. Çok güzel bir duygu. İnsanların kenetlenmesi, haksızlığa karşı koymaları çok güzel bir duygu. Bir bakımdan üzgünüm ama diğer taraftan da mutluyum.”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ