Kelebek Magazin

Doğaüstü güçlere inananların davranışları analiz edildi: İçgüdüleri ön planda

Araştırmacılar, paranormal güçlere inananların, içgüdülerine güvenen kişiler olduklarını ortaya çıkardı. Böylece yıllardır, doğaüstü güçlere …

Araştırmacılar, paranormal güçlere inananların, içgüdülerine güvenen kişiler olduklarını ortaya çıkardı. Böylece yıllardır, doğaüstü güçlere inanan kişilerin saf ve mantıksız oldukları iddiası da çürütülmüş oldu.

Hayaletler, paranormal hareketler, doğaüstü güçler… Bütün bunlara inanan insanların aslında mantıksız olmadıkları sadece daha farklı bir düşünce yapısına sahip oldukları ortaya çıktı.

Araştırmacılar, hayaletlere ve doğaüstü güçlere inananların, içgüdüleriyle hareket etmeye daha yatkın olduğunu belirtti. Bu tip inançlardan uzak, şüpheci olan kişilerin ise analitik düşünmeyi benimsediklerini söylediler.

Bir ekip, 40 yılı aşkın bir süredir, psikokineziye (yalnızca düşünceyle nesneleri hareket ettirmeye) ve hayaletlere inanan insanlar üzerinde yürütülen 71 araştırmayı inceledi. Araştırmacılar bu inanışlara sahip kişilerin çoğunlukla, eleştirel olmayan ve aptal olarak bakılarak görmezden gelindiklerini gözlemledi. Ancak araştırmacılar, modern psikoloji anlayışını çalışmaların bulgularına uygulayarak, bu yargıların geçerli olmadığını ortaya koydular.

Bu tip inanışlara sahip olmanın insanların çeşitli düşünme biçimlerini yansıttığını belirttiler.

ZEKÂ İLE İLGİLİ DEĞİL; DÜŞÜNME BİÇİMİNİ YANSITIYOR

Çalışma yazarları, 1980 ve 2020 yılları arasında 20.993 katılımcıyı içeren çalışmalardan paranormal güçlere inananlar için belirli bir bilişsel işlev profili ortaya çıkmadığını söyledi.

Araştırmacılar yeni çalışmanın, araştırmacı Harvey Irwin’in 2009’da yaptığı, paranormal olaylara inananların mantıksız, saf, eleştirel olmayan ve aptal olduğu görüşünü desteklemediğini söylediler.

Hertfordshire Üniversitesi’nden baş araştırmacı Charlotte Dean şunları söyledi: “İnananlar ve şüpheciler arasındaki fark, düşünme tarzlarının ne kadar esnek olduğundan ve yeni veya soyut sorunlara nasıl yaklaştıklarından kaynaklanıyor gibi görünüyor. Bu, inananların daha az zeki olduğu anlamına gelmez. Problem çözme becerilerinin farklı olmasıyla ilgili.

YETİŞKİNLERİN YÜZDE 33’Ü İNANIYOR

Şüpheciler, analitik bir düşünme stili ile karakterize olma eğilimindedir. Onlara soyut bir problem verirseniz, onu çözmenin tüm farklı yollarını düşünürler ve işe yaraması en muhtemel olanı seçerler. İnananlar, sezgisel bir düşünme stili ile karakterize edilir ve içgüdüleriyle hareket eder.”

2017’de yetişkinlere hayaletlere, hortlaklara, ruhlara ve paranormal faaliyetlere inanıp inanmadıklarını soran bir ankette, yüzde 33’ü inandığını, yüzde 46’sı inanmadığını ve yüzde 21’i kararsız olduğunu belirtti.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ