Kelebek Magazin

“BİR SES, BİR YÜREK, BİR HAYAT : GÜLLÜ… TÜRKİYE’NİN GERÇEĞİ…

Dün gece bir türlü uyuyamadım. Belki cuma günü yani bugün yaşayacağım  yoğunluktan, belki de dün akşam istemediğim insanlarla karşılaşmış olmamış verdiği sıkıntıdan… Erken uyumak istedim ama olmadı. Saat kaçta uykuya daldığımı hatırlamıyorum. Sabah gözümü açtığımda saat sekizdi. Alışkanlık işte, haberleri karıştırayım dedim. O an karşıma çıkan başlık ise yüreğime ağır bir taş gibi oturdu: “Güllü’nün hayatı…”

Tam o anda telefonum çaldı. Arayan, Mersin’de yaşayan sanatçı dostum Naz Elibol’du. “Haberi duydun mu?” dedi. Sesindeki burukluk, kelimelerden çok şey anlatıyordu. Güllü’nün hayatını kaybettiğini söylediğinde ise boğazımda bir düğüm, içimde tarifsiz bir boşluk hissettim.

O an keşke dedim… Keşke bir ay önce Taksim’deki sahnesine gitseydim. Kararsız kalmıştım, gitmedim. Şimdi pişmanlıkla “keşke”nin yakıcı ateşi içimi kavuruyor.

Güllü, benim için sadece bir şarkıcı değildi. O, Türkiye’nin gerçeğiydi. Adını duyurduğu ilk günden beri tanır, severdim. Sesi, Roman ruhunu taşıyan samimiyeti, sahnedeki coşkusu, koca kalbiyle bizlerin hayatına dokundu.

Sosyal medyada intihar ettiği söylentileri dolaşıyor ama oğlu, bunun asılsız olduğunu defalarca dile getirdi. Onun sözleri içimizi biraz olsun rahatlatsa da, acıyı dindirmeye yetmiyor. Çünkü Güllü, bu ülkenin arabesk ve fantezi müzik sahnesinde bambaşka bir renkti. Bir daha benzeri gelir mi, bilinmez…

Güllü, gerçek adıyla Gül Tut, 1973 yılında İstanbul’un Kasımpaşa semtinde doğmuştu. Küçük yaşlarda düğün salonlarında, gece kulüplerinde söylediği şarkılarla adım attığı bu yolda, kısa sürede herkesin kalbine girmeyi başardı.

Hayatı inişli çıkışlıydı. Evlilikler, boşanmalar, sağlık sorunları… Ama o hiçbir zaman sahnelerden kopmadı. Kilolarıyla verdiği mücadele, yaşadığı acılar, sevinçler… Hepsi onun insan gibi insan olduğunun göstergesiydi.

“Balıkesir Bandırma” gibi parçalarla bir döneme damga vurdu. Roman havalarıyla herkesin yüreğine dokundu. İki evladına düşkün, ana yüreği taşıyan bir sanatçıydı.

Bugün, Güllü’süz ilk sabaha uyanıyoruz. Onun kahkahaları, şarkıları, sahnedeki coşkusu artık sadece hatıralarımızda yaşayacak. Ama ben biliyorum ki, Güllü’nün sesi hâlâ birçok kalpte yankılanacak.

Çünkü bazı sanatçılar vardır, sadece sahnede değil, hayatın kendisinde iz bırakırlar. Güllü de işte onlardan biriydi. Türkiye’nin gerçeği idi.

Mekânın cennet olsun Güllü.

Şarkıların gibi, adın da kalbimizde hep yaşayacak…

Burhan AKDAĞ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ