Kelebek Magazin

Almanya ve Fransa ekonomi bakanları Avrupalı şirketleri savunmak için ABD’ye gitti

Almanya ve Fransa’nın ekonomi bakanları, ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) ile yeşil teknolojilere teşviklerin Avrupa sanayisine etkilerini azaltma hedefinde birleşti

Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ile Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, bugün Washington’a giderek 2 gün boyunca Avrupa sanayisi için çalışacak.

Berlin ve Paris arasındaki ilişkiler; savunma projelerinde koordinasyon eksikliği, Rusya-Ukrayna savaşının sonuçları ve Avrupa’daki enerji krizi nedeniyle gergin olurken, Almanya ve Fransa’nın Amerikan teşviklerinin Avrupalı şirketler ve yatırımlar üzerindeki etkilerini azaltma hedefinde birleşmesi dikkati çekiyor.

Avrupalı bakanlar, ABD’de enflasyonun düşürülmesine yönelik kapsamlı sağlık, iklim ve vergi düzenlemelerini içeren, ABD Başkanı Joe Biden’ın ağustos ayında imzaladığı Enflasyonu Düşürme Yasası hakkındaki endişelerini vurgulamak ve daha iyi bir iş birliği için yarın Beyaz Saray yetkilileriyle görüşecek.

BRÜKSEL ENDİŞELİ

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’ın haberine göre, iki bakanın gezisi, Brüksel’de şüpheyle karşılanıyor. AB’de en etkili iki üye devletin bakanlarının tüm AB’nin çıkarlarını mı yoksa kendi ekonomileri mi düşündüğü konusunda şüpheler olduğu belirtiliyor.

AB, vergi indirimlerini ABD’de üretilen içeriğe bağlı hale getiren yeni düzenlemenin Avrupa’daki otomobil şirketlerini ve batarya ile yenilenebilir enerji ekipmanları dahil yeşil ekonomi alanındaki üreticileri dezavantajlı hale getireceği endişesi taşıyor.

Washington yönetimi, söz konusu yasa ile iklim ve enerjiye yönelik tarihindeki en büyük yatırımı yaparken, Avrupa’nın en büyük ekonomilerine sahip Almanya ve Fransa’da, yasanın kıtada şirketlerin üretimini ABD’ye kaydırmaya teşvik edeceğine dair endişeler bulunuyor.

Çin’in başta güneş paneli olmak üzere yeşil teknoloji hakimiyetine meydan okumayı hedefleyen ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasa tasarısı üretimin yerel olması şartına bağlandı. Yeşil teknoloji için yüz milyarlarca dolarlık sübvansiyon içeren paket, elektrikli otomobil üreticilerinden yenilenebilir enerji üreticilerine kadar ABD’de her şeye yatırımı desteklemeyi amaçlıyor.

ABD, ülke tarihinin en büyük “iklim paketi” olarak görülen 430 milyar dolarlık yasa ile temiz enerji teknolojilerinde yerli üretimi güçlendirmek ve sanayide istihdamı artırmak isterken, yasa kapsamında sağlanan teşvikler AB ile yaşanan anlaşmazlığı tırmandırma riski de taşıyor.

Kanada ve Meksika, ABD’deki yasa kapsamından muaf. AB de ABD’den bu yasa kapsamında kendi şirketlerine muafiyet talep ediyor. Bu konuda AB ve ABD tarafı görüşmeleri sürdürüyor.

Ayrıca, Avrupa sanayisi, ABD’deki bir fabrikada üretilen her uygun bileşen için vergi indirimi sağlayan yasanın kıtadaki potansiyel yatırımı yok edeceğinden endişe duyuyor.

Söz konusu yasa, yenilenebilir enerji bileşenleri üreten yeni veya yenilenmiş fabrikaların maliyetinin yüzde 30’u oranında vergi indirimi sağlıyor.

Washington’un bu alandaki teşvikleri Paris ve Berlin’i rahatsız ederken, AB’de, yasanın başta Alman firmaları olmak üzere Avrupalı şirketleri üretimi ABD’ye kaydırmaya teşvik edeceğine dair artan bir korku bulunuyor. Avrupa’da artan enerji fiyatları, enflasyon endişeleri ve personel sıkıntısı bu korkuları daha da körüklüyor.

YASA AVRUPA SANAYİSİNİ TEHLİKEYE ATABİLİR

Düşük enerji maliyetleriyle birlikte Enflasyonu Düşürme Yasası’nın ABD’yi daha çekici kılabileceği değerlendirilirken, Avrupa’daki üst düzey şirket yöneticilerinin yasayı AB için bir “uyandırma çağrısı” olarak görmesi dikkati çekiyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde endişelere yol açan ABD’nin korumacı ekonomi ve ticaret politikası, Biden döneminde de devam ettiriliyor. Biden, her fırsatta “yerli üretim” vurgusu yapıyor.

Kimi çevrelerde Enflasyonu Düşürme Yasası, enflasyonla mücadeleden ziyade iklimin korunması ve batarya üretimi gibi geleceğin endüstrilerinin güçlendirilmesiyle ilgili “büyük bir sanayi politikası saldırısı” olarak algılanıyor.

AB’NİN PLANI

Enerji krizi, yüksek enflasyon ve olası resesyon endişeleriyle zor bir dönemden geçen Avrupa için sanayinin geri kalması temel bir risk olarak gösteriliyor.

Avrupa’da, dünya ekonomisini ABD ve Çin’in eline bırakacak endüstriyel ve ekonomik gerilemeden endişe duyuluyor. Küresel bir ekonomik güç olarak kalabilmek için Avrupa’yı yeniden sanayileştirmenin yolları aranıyor. ABD’nin söz konusu teşviklerini kendi ekonomisine bir saldırı olarak gören Avrupa, buna yanıt bulmaya çalışıyor. Bunun için Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve hükümeti, daha fazla devlet yardımı ve yeni AB fonları içeren bir Avrupa ekonomi politikası için bastırıyor.

Cumhurbaşkanı Macron, “Amerikalılar gibi” bir yasaya ihtiyaçları olduğunu belirterek, Avrupa’nın ABD’nin teşvikleriyle “sanayisizleşme riskine” dikkati çekiyor.

Paris’in 9 Ocak’ta AB ülkelerine gönderdiği mektupta, kapsamlı “Made in Europe” stratejisi önerilirken, önemli sektörlerde Avrupa’nın üretim hedefleri üzerinde bile anlaşılması isteniyor.

AVRUPA YEŞİL MUTABAKAT SANAYİ PLANI

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 1 Şubat’ta Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında, Avrupa’nın net sıfır emisyon alanındaki sanayisinin rekabet gücünü artırmak ve iklim dostu dönüşümü desteklemek için hazırladıkları Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı’nı tanıtmıştı.

Planın, AB kamu destek kurallarının gevşetilmesi, mevcut AB fonlarının yeniden yönlendirilmesi, yeşil projelere onayların hızlandırılması, çalışanların becerilerinin bu alanlara yönlendirilmesi ve kritik ham maddelerde arz güvenliği sağlamak amacıyla yeni ticaret anlaşmaları yapılmasını içerdiğini bildiren von der Leyen, net sıfır ekonominin nerede yer alacağının çok önemli olduğunu ve net sıfır sanayinin önemli bir parçası olmak istediklerini ifade etmişti.

Bazı AB ülkeleri, Birliğin ortak biçimde borçlanarak yeni bir fon kurmasını ve bununla ülkelerin temiz sanayilerinin desteklemesini istiyor. Aralarında Almanya’nın da yer aldığı 10 ülke, AB’nin mevcut fonlarının yeşil sanayi alanına aktarılması ve yeni bir fonlanma mekanizması kurulmaması gerektiğini düşünüyor.

AB üyesi 27 ülkenin lideri, 9-10 Şubat’ta Brüksel’de bu konunun da ele alınacağı bir zirve düzenleyecek. (AA)

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ