Kelebek Magazin

AKP’nin iktidarı 20’nci yılında: Fabrikaları sattılar, şimdi bakkal açıyorlar

20 yıl önce bugün iktidara gelen AKP, cumhuriyetin birikimi yerli ve milli ne kadar kamu kuruluşu varsa elden çıkardı. Dev projeleri ise yandaş …

20 yıl önce bugün iktidara gelen AKP, cumhuriyetin birikimi yerli ve milli ne kadar kamu kuruluşu varsa elden çıkardı. Dev projeleri ise yandaş şirketlere yaptırıp Hazine garantisi vererek ülkenin geleceğini ipotek ettiren AKP, bugün bakkal açılışını müjde olarak duyuruyor.

14 Ağustos 2001’de kurulan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden birinci parti çıkan AKP’nin, kesintisiz 20 yıldır iktidarda.

Hem ekonomiyi hem de siyaset kurumunu sarsan 2001 krizinin ardından tek başına iktidara gelen AKP iktidarında 2002’den günümüze bir dizi başlıkta ekonomide yaşanan değişim şöyle:

MİLLİ GELİR…

AKP iktidara geldiğinde 2002 yılı sonunda Türkiye’nin milli geliri 240 milyar dolardı. Bu rakam, 2013’te TL’nin aşırı değerli olmasının da etkisiyle 957 milyar dolara kadar yükseldi. Ancak sonraki yıllarda hem ekonomideki yavaşlama ve krizler hem de TL’nin dolar karşısındaki büyük değer kaybıyla 807 milyar dolara geriledi.

İLK 20’DEN ÇIKTIK

AKP iktidarının en büyük iddialarından biri Cumhuriyet’in 100’üncü yılı olan 2023 yılında Türkiye’nin ilk 10 ekonomi arasında yer almasını sağlamaktı. Ancak 2015’te dünyanın en büyük 16’ncı ekonomisi olan Türkiye, IMF’nin raporuna göre, geçen yıl 806,8 milyar dolarlık GSYH ile en büyük ilk 20 ekonomi içerisinden çıkarak 21. sıraya geriledi.

YEDİ YILDIR DÜŞÜYOR

2002 yılı sonunda Türkiye’nin kişi başı milli geliri 3 bin 620 dolardı. 2013’te 12 bin 490 dolara kadar yükselen bu rakam, 2022’da 9 bin 592 dolara indi. 2002 yılında dolar cinsinden kişi başı milli gelirde Türkiye 73. sıradaydı, 2021 yılı sonu itibariyle 78’inci sıraya geriledi. Türkiye’de kişi başına milli gelir dolar bazında 2014’ten bu yana düşme eğiliminde. Resmi verilere göre kişi başına milli gelir 2021 yılı sonu itibariyle Cumhuriyet tarihinde ilk kez 7 yıl üst üste düşüş gösterdi.

TL TARİHİN EN DEĞERSİZ SEVİYESİNDE

Son yıllara TL’deki değer kaybı damga vurdu. Öyle ki, son bir yılda dolar karşısında dünyada en fazla değer kaybı yaşayan para birimi TL oldu. 4 Kasım 2002’de 1,67 olan dolar/TL kuru, bugün 18.60 seviyelerinde.

İŞSİZLİK SORUNU BÜYÜDÜ

2001 krizi öncesinde 2000 yılında Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 6 idi. 2002’de bu oran yüzde 9,8’e fırladı. AKP döneminde işsizlikte en düşük nokta 2012 yılında yüzde 8,4 oldu. Son TÜİK verisine göre 2022’de ise dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 9,6 oldu. Geniş tanımlı işsizlik ise yüzde 22.5 seviyesinde.

YÜKSEK ENFLASYON SORUNU ÇÖZÜLEMEDİ

90’lı yıllar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enflasyonun (yıl sonu tüketici enflasyonu) yüksek olduğu yıllardı. 2000’lerden sonra tüm dünya ile birlikte Türkiye’de enflasyon önemli oranda geriledi ancak Türkiye dünya ortalamasının çok üzerinde kaldı. 2002 yılında yıllık enflasyon dünyada ortalama yüzde 4,1, gelişen ülkelerde yüzde 6,7 iken Türkiye’de yüzde 29,7 idi. 2019’da Türkiye’de enflasyon yüzde 11,8 olurken, dünyada ortalama yüzde 3,9, gelişen ülkelerde yüzde 5,7 oldu. Bugün ise Türkiye’de enflasyon yüzde 80 seviyesini aşmış durumda.

EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİ CARİ AÇIK

AKP’li yıllarda Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri, yüksek dış ticaret açıklarından yani ithalata bağımlılıktan kaynaklı olarak verilen yüksek cari açıklardı. Türkiye’de milli gelire oranla cari açık 2002’de yüzde 0,3 iken, bugün yüzde 5,1 seviyesinde.
Ağustos sonu itibariyle cari açık 40.9 milyar dolara çıkmış durumda. Bu açığın bir bölümü kaynağı belirsiz rekor para girişi ile kapatılmaya çalışılıyor.

DIŞ BORÇ YÜKÜ ARTTI

Yüksek cari açık ve ithalata bağımlılık nedeniyle Türkiye’nin dış borç stoku AKP döneminde ciddi şekilde arttı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, 2002’de 129,6 milyar olan Türkiye’nin brüt dış borç stoku, 2022 ağustos sonu itibariyle 444 milyar dolar oldu.

KAMU MALLARINI SATIP BORÇ ÖDEDİLER

AKP iktidarı boyunca, Türkiye’nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, otellerini, limanlarını, enerji üretim tesislerini, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerli ve yabancı özel şirketlere sattı.

AKP iktidarının ilk Maliye Bakanı Kemal Unakıtan satış sürecini “Satacağız satacağız. Her şeyi satacağız. Kâr edeni de satacağız, zarar edeni de satacağız. Devleti ekonomik faaliyetlerden kurtarıncaya kadar satacağız. Pamuk eller cebe. Yerli yabancı herkes gelsin” cümleleriyle başlatmıştı.

Ekonomide kamunun ağırlığı azaltılırken, 2002 – 2022 tarihleri arasında özelleştirmeden elde edilen 71 milyar doların çok büyük bir bölümü kamunun borç ödemelerine, geri kalan ise satılan şirketlerin borçlarına ve personel ödemelerine gitti.

2002 yılından bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış-devir işlemleri yapıldı. Bu kuruluşlardan 268’inde kamu payı kalmadı. 2002 yılından bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış-devir işlemleri yapıldı. Bu kuruluşlardan 268’inde kamu payı kalmadı.

FABRİKA KURAN FABRİKALAR GİTTİ

AKP, iktidara gelir gelmez ilk önce Gerkonsan ve Taksan gibi ‘fabrika kuran fabrikaları’ elden çıkardı. Ardından dev sanayi şirketleri elden çıktı: Tekel, Eti Bakır, Eti Krom, Eti Gümüş, Eti Elektrometalurji, Çayeli Bakır İşletmeleri, Karadeniz Bakır işletmeleri Samsun İşletmesi, BET Kütahya Şeker Fabrikası, Amasya Şeker Fabrikası. Doğalgaz dağıtım şirketleri ESGAZ, Bursagaz, TÜMOSAN ile THY’nin yüzde 20’si gitti. 2005 yılında adeta özelleştirmenin altın yılı oldu. Türk Telekom’un yüzde 55’i, Eti Alüminyum, Kıbrıs Türk Hava Yolları, Adapazarı Şeker Fabrikasının yanı sıra Tüpraş’ın yüzde 14.76’sı ve Petkim’in yüzde 35’i borsada satıldı.

ENERJİYİ VERDİLER

Erdemir, Başak Sigorta ve Başak Emeklilik blok olarak elden çıkartılırken ile THY’nin yüzde 25’i borsada halka arz yoluyla 2006 yılında özelleştirilirken, 2007’de araç muayene istasyonları, Mersin Limanı Halkbank’ın yüzde 25’i verildi.

2008’de Petkim, ADÜAŞ’ın sahip olduğu 9 elektrik üretim santrali satılırken, 2009’de Başkent Elektrik, Sakarya Elektrik ve Meram Elektrik gitti. 2010 yılında ise çok sayıda elektrik ve doğalgaz dağıtım şirketi birer birer elden çıkartıldı. Son yıllarda ise HES’ler, termik santraller ve şeker fabrikaları bir bir özelleştirildi.

BİNLERCE TAŞINMAZI SATTILAR

AKP iktidarında yaklaşık 5 bin kamu arazisi satıldı. Özelleştirme İdaresi bugüne kadar, otel, tatil köyü ve sosyal tesis vasıflı gayrimenkulleri de elden çıkardı. İstanbul Hilton Oteli ve Büyük Tarabya Oteli, Büyük Ankara Oteli ve Büyük Efes Oteli ile Bursa’da Çelik Palas olmak üzeri toplam 18 tesisin satışı bedeli 673 milyon dolar oldu.

YAPTIRIP GARANTİ VERDİLER

Blok olarak satış yapacak kamu şirketi sayısı azalınca, ilerleyen yıllarda tesis ve varlık satışına ağırlık veren AKP hükümeti, kamu arazilerini, fabrikaları, enerji üretim santralleri ile dağıtım şebekelerini elden çıkardı. Devletin yapacağı yatırımları ise özel sektöre ihale eden AKP, seçtiği işbirliği yöntemiyle de ülkenin geleceğini sayıları iki elin parmaklarını geçmeyecek şirkete adeta ipotek ettirdi. Üçüncü Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, Avrasya Tüneli ve şehir hastaneleri başta olmak üzere yap-işlet-devret modelli projelerde işletici firmalarla yapılan sözleşmelerde günlük veya yıllık olmak üzere yolcu, araç ve hasta sayısı garantisi verildi.

ŞİMDİ BAKKAL AÇIYORLAR

İktidarında döneminde kamuya ait fabrikaları işletmeleri özelleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2010’da başbakanken, “Artık sokak aralarındaki bakkal devri kapandı. Bakkal olayı bitmiştir” demişti… O sözlerin üzerinden 12 yıl geçti, artan hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı Erdoğan’ın bakışını değiştirdi. Dün partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, “6 şehrimizde, 250 noktada KoopBakkal projesi uygulayacağız. Vatandaşa temel tüketim maddelerini bakkal formatında ulaştıracağız” dedi. Erdoğan KoopBakkalların, 75 ila 150 metrekare büyüklüğünde olacağını söyledi. Sayılarının da kısa sürede 1000’e çıkarılacağını açıkladı. İşletmeyi vatandaş yapacak…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ